07Mar

İş Yerlerinde Mobbing ile Mücadelede Yeni Adım

İş Yerlerinde Mobbing ile Mücadelede Yeni Adım: Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve İş Dünyasına Etkileri

İş dünyasında çalışanların psikolojik taciz (mobbing) ile karşı karşıya kalması, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açıyor. Mobbing, çalışanların verimliliğini düşürürken, işten ayrılma oranlarını artırıyor ve şirket kültürüne zarar veriyor.
Bu noktada, Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan Mobbing Genelgede, iş yerlerinde psikolojik tacizle mücadelede öne çıkan noktalar şöyle;
  • İşveren ve yöneticilere sorumluluk yükleniyor. Şirketlerin mobbing konusunda önleyici politikalar oluşturması bekleniyor.
  • Farkındalık eğitimleri teşvik ediliyor. İş yerlerinde mobbing ile mücadele için bilgilendirici eğitimler düzenlenmesi öneriliyor.
  • Başvuru mekanizmaları netleştiriliyor. Mobbing mağdurları, CİMER, TBMM Dilekçe Komisyonu ve ALO 170 gibi kanallar aracılığıyla şikayette bulunabilecek.
  • Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu oluşturuluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, mobbinge karşı politika geliştirecek ve farkındalık çalışmaları yürütecek.
  • Gizlilik esas alınıyor. Şikayet süreçlerinde çalışanların hakları korunacak, ancak asılsız iddiaların kurum itibarına zarar vermemesi için hassasiyet gösterilecek.
Bu kapsamda, iş yerlerinde mobbingin önlenmesine yönelik yalnızca yasal düzenlemeler değil, şirketlerin kendi iç uygulamaları da büyük önem taşıyor.
Mobbing ile Mücadelede İlk Adım: Liderlerin Kendi Yaklaşımlarını Değerlendirmesi
Mobbingi önlemek isteyen işverenler ve yöneticiler, öncelikle kendi liderlik anlayışlarını ve şirket kültürünü gözden geçirmeli.
  • Şirketin yönetim tarzı nasıldır? Otoriter ve baskıcı mı, yoksa katılımcı ve destekleyici mi?
  • Çalışanlar kendilerini güvende hissediyor mu? Açık iletişim teşvik ediliyor mu, yoksa eleştiri korkusu mu hakim?
  • Zorbalık içeren davranışlar göz ardı ediliyor mu? Küçük görünen ama süreklilik arz eden olumsuz davranışlar (örneğin, çalışanları aşağılamak, dışlamak veya fazla baskı yapmak) tolere ediliyor mu?
  • Yöneticiler mobbingin farkında mı? Kendi tutumlarını değerlendirme ve çalışanlarıyla sağlıklı ilişkiler kurma konusunda bilinçli mi?
Mobbing, sadece belirli kişiler tarafından yapılan bireysel bir davranış değil, genellikle iş yerindeki genel kültür ve liderlik anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu yüzden etkili bir mücadele için yöneticilerin kendilerini geliştirmesi kritik bir adımdır.
Mobbingi Önlemek İçin Şirketlerin Aldığı Önlemler
Bazı şirketler, çalışanlarının maruz kaldıkları mobbing vakalarını bildirmelerini kolaylaştırmak için kurum içi çağrı merkezi uygulamalarını hayata geçirmiş durumdalar ve /veya hayata geçiriyorlar. Bu uygulamalar, çalışanların şikayetlerini gizlilik esasına dayanarak doğrudan insan kaynakları, uyum-etik kurullar veya bağımsız danışmanlarla paylaşmalarına olanak tanıyor.
Bu çağrı merkezlerinin sağladığı avantajlar:
  • Çalışanların rahatça şikayette bulunmasını sağlar.
  • Tarafsız ve adil bir değerlendirme süreci oluşturur.
  • Şirket içindeki mobbing vakalarını tespit etmeyi ve önlemeyi kolaylaştırır.
  • Çalışan bağlılığını ve güven duygusunu artırır.
Bazı organizasyonlar ayrıca bağımsız etik hatlar veya dijital şikayet platformları aracılığıyla çalışanlarına destek vererek, güvenli bir çalışma ortamı sağlamayı amaçlıyor.
Ancak bu uygulamalar yeterli mi? İş dünyasında mobbingin doğrudan etkilediği bazı önemli başlıklara göz atalım.
Mobbingin İş Dünyasındaki Sonuçları
  1. Çalışan Verimliliğinde Düşüş
  • Zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları: Sürekli baskı, stres ve psikolojik tacize maruz kalan çalışanlar, anksiyete, depresyon ve tükenmişlik sendromu yaşayabilir. Bu da odaklanma ve üretkenliği olumsuz etkiler.
  • Bağlılığın azalması: Çalışan, iş yerine aidiyet hissini kaybeder ve kendisini değersiz görmeye başlar. Bu da motivasyon kaybına yol açarak iş performansını düşürür.
  • Hataların artması: Düşük motivasyon ve yüksek stres altında çalışan bireyler, karar alma süreçlerinde daha fazla hata yapabilir, bu da operasyonel aksaklıklara neden olur.
  1. İşten Ayrılma Oranlarının Artması
  • Yetenek kaybı: Mobbinge maruz kalan çalışanların büyük bir kısmı, çözüm bulunmadığında istifa etmeyi tercih eder. Bu da şirketin yetenekli çalışanlarını kaybetmesine yol açar.
  • İşe alım maliyetlerinin artması: Yeni bir yetenek bulmak ve onu desteklemek, eğitmek, mevcut çalışanı elde tutmaktan çok daha maliyetlidir.
  • Şirketin işveren markasına zarar verir: Olumsuz işveren markası algısı, şirketin yetenekli adayları çekmesini zorlaştırır.
  1. Çalışan Motivasyonu Üzerindeki Etkileri
  • Güvensizlik ortamı: Mobbing kültürünün yaygın olduğu iş yerlerinde çalışanlar kendilerini güvende hissetmez. Bu da ekip içinde iş birliğini ve dayanışmayı zayıflatır.
  • İnovasyon ve yaratıcılığın azalması: Çalışanlar, fikirlerini paylaşmaktan çekinir ve kendilerini ifade etmekten korkar.
  • İş tatminsizliği: Sürekli baskı altında olan bir çalışan, işine karşı isteksiz hale gelir ve uzun vadede performans düşüşü yaşanır.
İşverenler ve Yöneticiler Ne Yapmalı?
  • Önce kendi liderlik tarzlarını değerlendirmeli. İş yerinde mobbingin olup olmadığını anlamak için çalışan geri bildirimleri almalı.
  • Yöneticiler psikolojik güvenliği sağlayacak liderlik anlayışı benimsemeli, gerektiğinde bu konuda desteklenmeli.
  • Çalışanların kendilerini güvende hissetmesi için şeffaf bir destek mekanizması oluşturulmalı.
  • İş yerinde mobbingin nasıl ortaya çıktığını anlamak için farkındalık çalışmaları düzenlenmeli.
  • Kurum içi çağrı merkezi veya etik hat oluşturmalı ve çalışanların şikayetlerini güvenle bildirebilecekleri mekanizmalar geliştirmeli.
Sizce bu genelge işyerlerinde mobingi ortadan kaldırabilir mi, yoksa sadece bir başlangıç mı? Liderler, kendi tutum ve kararlarının mobbingin önlenmesinde ne kadar etkili olduğunu yeterince sorguluyor mu? Sizce iş yerlerinde gerçek bir dönüşüm için hangi adımlar atılmalı?

 

Copyright © 2025 HUMANERA – Bütün Hakları Saklıdır.

 

 

HUMANERA

 

11Haz

Organizasyonel Başarının Anahtarı: Yetenek Elde Tutmanın 8 Etkisi

Organizasyonel Başarının Anahtarı: Yetenek Elde Tutmanın 8 Etkisi

 

Organizasyonel başarı, büyük ölçüde çalışanların yeteneklerine, motivasyonlarına ve bağlılıklarına bağlıdır. Yetenekli çalışanları elde tutmak, uzun vadeli başarı ve sürdürülebilir büyüme için kritik bir faktördür. İşte yetenek elde tutmanın organizasyonel başarıyı nasıl artırdığına dair detaylı bir inceleme:

  • Yetenekli çalışanların uzun süreli bağlılığı: Kurumsal Bilgi ve Deneyim Birikimi
Yetenekli çalışanların uzun süreli bağlılığı, şirket içinde değerli bir bilgi ve deneyim birikiminin oluşmasını sağlar. Şirket içindeki süreçler, sistemler ve kültürel dinamikler hakkında derin bilgiye sahip yetenekli çalışanlar, organizasyonun verimliliğini artırır. Bu birikim, yeni gelen çalışanların eğitilmesinde ve adaptasyon süreçlerinde de önemli rol oynar. Sürekli olarak yeni çalışanların eğitilmesi, hem zaman hem de maliyet açısından yük getirir. Mevcut yeteneklerin elde tutulması, bu maliyetleri minimize eder.
  • Verimlilik ve Performans Artışı
Uzun süreli yetenekli çalışanlar, şirketin iş süreçlerini ve operasyonlarını derinlemesine tanırlar ve yüksek performans gösterme eğilimindedirler. Bu çalışanların şirkette kalmaları, ekiplerin ve bireylerin verimliliğini artırır. Tecrübeli, yetenekli çalışanlar, işlerini daha hızlı ve etkili bir şekilde yaparlar, bu da genel performansı olumlu yönde etkiler. Ayrıca, yüksek performans gösteren yetenekli çalışanlar, diğer çalışanlara da ilham kaynağı olur, takım verimliliğini artırır, genel motivasyonu artırı, iş tatmini düzeyini yükseltir.
  • Kurum Kültürü ve Değerlerin Sürdürülmesi
Uzun süreli yetenekli çalışanlar, şirket kültürünü ve değerlerini içselleştirirler ve bu değerlerin korunmasında önemli rol oynarlar. Şirket kültürünün güçlü olması, çalışanların bağlılığını artırır ve yeni gelen çalışanların da bu kültüre uyum sağlamalarını kolaylaştırır. Kurumsal değerlere bağlılık, müşteri memnuniyeti ve marka itibarı açısından da kritik öneme sahiptir.
  • Maliyetlerin Azaltılması
Çalışan değişim oranının yüksek olması, işe alım ve eğitim maliyetlerini artırır. Yeni yetenekli çalışanları bulmak, işe almak, eğitmek ve onların şirkete adaptasyon süreçlerini yönetmek, önemli miktarda zaman ve kaynak gerektirir. Ayrıca, yüksek çalışan sirkülasyonu, iş süreçlerinde kesintilere ve verimlilik kayıplarına yol açabilir. Nitelikli, yetenekli çalışanları elde tutmak, bu maliyetleri ve olumsuz etkileri minimize eder.

Yetenek

  • Müşteri İlişkileri ve Sadakati
Deneyimli ve bağlı yetenekli çalışanlar, müşterilerle daha güçlü ve uzun vadeli ilişkiler kurarlar. Müşteri memnuniyeti, çalışanların bilgi birikimi ve hizmet kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Müşteriler, güvendikleri ve tanıdıkları kişilerle iş yapmayı tercih ederler. Bu nedenle, yetenekli çalışanların elde tutulması, müşteri sadakatini artırır ve şirketin pazar payını korumasına, artırmasına yardımcı olur.

 

 

  • Yenilikçilik ve Adaptasyon Yeteneği
Yetenekli çalışanları elde tutmak, şirketin yenilikçilik ve adaptasyon yeteneğini güçlendirir. Uzun süreli yetenekli çalışanlar şirket kültürünü, iş süreçlerini ve müşteri ihtiyaçlarını iyi anlarlar. Bu bilgi birikimi, şirketin değişen iş ortamına hızla adapte olmasını sağlar ve yenilikçi fikirlerin geliştirilmesini teşvik eder. Yetenekli çalışanlar, genellikle inovasyon ve yaratıcılık konusunda güçlüdürler. Yetenekli çalışanların şirket içinde kalmaları, organizasyonun sürekli olarak yenilikçi fikirler üretmesine ve rekabet avantajı elde etmesine katkıda bulunur. Ayrıca, deneyimli yetenekli çalışanlar, piyasa değişikliklerine ve yeni teknolojilere daha hızlı adapte olabilirler, bu da şirketin esneklik ve dayanıklılığını artırır.
  • Motivasyon ve Çalışan Memnuniyeti
Çalışan bağlılığı, genellikle motivasyon ve memnuniyet düzeyleri ile doğrudan ilişkilidir. Yüksek motivasyonlu ve memnun yetenekli çalışanlar, işlerine daha fazla odaklanır ve daha yüksek kaliteli işler ortaya koyarlar. Bu durum, genel iş yeri atmosferini ve çalışanlar arası ilişkileri olumlu yönde etkiler, bu da organizasyonun başarısına katkıda bulunur.
  • Liderlik Gelişimi ve Halefiyet Planlaması
Yeteneği elde tutmak, geleceğin liderlerini yetiştirmek açısından da önemlidir. Şirket içinde yükselmek isteyen yetenekli çalışanlar, organizasyonel bilgi ve deneyimlerini liderlik pozisyonlarına taşır. Uzun süreli yetenekli çalışanlar, şirketin liderlik pozisyonlarını doldurmak içim önemli bir kaynak oluştururlar ve şirket içi liderlik gelişim fırsatlarını artırırlar. Bu, halefiyet planlamasında sürekliliği sağlar ve liderlik boşluklarını minimize eder, şirketin sürekli öğrenme ve gelişim kültürü oluşturmasına yardımcı olur.

Sonuç olarak, yetenekli çalışanları elde tutmak, organizasyonel başarıyı artırmada kritik bir faktördür. Kurumsal bilgi birikimi, verimlilik artışı, güçlü kurum kültürü, maliyetlerin azaltılması, müşteri ilişkileri, yenilikçilik, motivasyon ve liderlik gelişimi gibi birçok alanda olumlu etkiler yaratır. Bu nedenle, şirketler, yetenekli çalışanlarını elde tutmaya yönelik stratejiler geliştirmeli ve bu stratejileri etkin bir şekilde uygulamalıdır.

 

 

Copyright © 2023 HUMANERA – Bütün Hakları Saklıdır.

 

 

HUMANERA